Biliyorum, belki yazdıklarım yanlış anlaşılacak, ama yazmakta da çekinmiyorum. Kimse üstüne alınmasın; ben sadece kendi düşüncelerimi, arkadaş ortamında konuşur gibi anlatıyorum. Kesinlikle tartışılmaz gerçekler söylemiyorum, haddimi bilirim. Laf lafı açar ya, işte bu yazı da biraz dertleşmek gibi—öylesine, içimden geldiği gibi…
Bir süre önce, Hollanda Fenerbahçeliler Derneği’ndeki yönetim kurulu görevimden ayrıldığımı söylemiştim. O zaman kendi kendime, “Bir daha bu dernekle ilgili birşey yazmayacağım,” demiştim. Ama son günlerde kulağıma öyle şeyler geliyor ki, insanın içi sızlıyor. Kendime hakim olamadım, onun için yazıyorum yine.. Dinleyin..ya da okuyun.. nasıl isterseniz.
Ah, Hollanda Fenerbahçeliler Derneği… Eskiden nasıldı? Bir avuç insanın gerçekten gönülden bağlı olduğu o samimi ortam… Galatasaray maçlarına giderken bir uçak dolusu insan, aileler, hep birlikte tezahüratlar yapar, güler, eğlenirdi. Dernekte mangallar yakılır, çiğ köfteler yoğurulur, çaylar demlenir, herkes bir araya gelir, Fenerbahçe sevgisi paylaşıldı mı tamam, başka bir şeye gerek kalmazdı. Başkanlık, koltuk sevdası yoktu; herkes elini taşın altına koyar, “Bu hafta ne yapıyoruz?” diye sorardı.
Ama şimdi? Bir bakıyorsun, o koltuk birdenbire büyülü bir taht olmuş. Herkesin gözünde bir başkanlık sevdası, bir “Ben daha iyiyim” şeklinde bir veliahtlık yarışı… Koltuğun altına altın tozu mu serptiler? Ne oldu da bu kadar kıymetli oldu? Bir gecede taht sevdası sarmış herkesi, kutsal ittifaklar kurulmuş, savaş çanları çalınmış… Eski dostlar bir anda “rakip” olmuş, yılların dostluğu çıkar hesaplarına kurban gitmiş. Ah, bir de yüzlerde o sahte gülümsemeler yok mu… Sözde dostluklar, alttan alta kuyular kazmalar… Tam bir tiyatro sahnesi diyeceğim ama bu kesin yanlış anlaşilacak.. neyse, demiyorum o zaman 😊.
Beni üzen en önemlisi, yıllarca emek vermiş, derneği omuzlarında taşımış, derneği onlardan öğrendiğimiz insanlar hakkında yapılan konuşmalar, dedikodular… İşte bu, insanın içine dokunuyor. Nerede o eski dostluklar, o içten sohbetler? Sanki bir çırpıda silinip gitmiş. Hani bu dernek hepimizindi, hepimizin buluşma noktasıydı, Fenerbahçe sevgisiydi? Şimdi bakıyoruz, dostluk yerine rekabet, samimiyet yerine çıkar hesapları… Herkes birbirinin arkasından konuşuyor, bir de üstüne gülümsüyor. Bravo gerçekten!
O eski günleri hatırlıyorum da hepsi çok güzeldi. Belki de bu yüzden şimdi biraz buruk hissediyorum. O günlerin sıcaklığı, o muhabbetin içtenliği bugün maalesef kalmamış. Ama belki de zaman değişiyor, insanlar değişiyor; önemli olan bu sevgiyi ve birlikteliği kaybetmemek. Her ne olursa olsun, Fenerbahçe’nin etrafında toplanan bu insanlar olarak yine de bir araya gelmenin ve birlikte olmanın bir yolunu bulmalı. Çünkü eninde sonunda, bizi biz yapan bu sevgi, bu paylaşılan anılar. Benim için çok geç artık. Anılar güzel, ama hayat bizi farklı yollara götürüyor. Yine de, bizi biz yapan bu sevgi ve paylaşılan anılar her zaman kalacak.